ABD’nin referansı: Abdulgaffar Gündüz

ABD’nin referansı: Abdulgaffar Gündüz


Play all audios:


Haberler - Aytunç ERKİN Abone Ol ABD’nin referansı: Abdulgaffar Gündüz Aytunç ERKİN Yayınlanma: 18 Şubat 2021 Facebook ile paylaş Messenger ile gönder E-posta ile gönder Yazıları büyüt


Yazıları küçült Standart boyut PKK KATİLAMININ ARDINDAN BU ANALİZİ OKUYUNWashington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü...Amerika’nın etkili düşünce kuruluşlarından...Her gün düzenli olarak


okumaya ve anlamaya çalıştığım yazıları ve raporları var. Enstitü, 1985 yılında Martin Indyk tarafından kuruldu. Indyk, eski ABD Başkanı Bill Clinton döneminde Dışışleri Bakanı’nın


yardımcılığını üstlendi. Danışman kadrosuna baktığınızda, dünyaya yön vermeye çalışan isimleri görüyorsunuz... Örneğin... Henry A. Kissinger (Eski Dışişleri Bakanı), Richard Perle (Eski


Savunma Bakanı Yardımcısı), Condoleezza Rice (Eski Dışişleri Bakanı), John R. Allen (Eski ISAF Komutanı),  Birch Evans Bayh (Eski ABD Senatörü)...14 Şubat’ta, Milli Savunma Bakanı Hulusi


Akar’ın, Gara’da, PKK terör örgütü tarafından alıkonulan 13 vatandaşımızı şehit ettiğini açıklamasının ardından nasıl bir tavır alacaklarını merak ediyordum... 16 Şubat’ta merakımı


giderdiler! Nasıl mı?AKIN faaliyetteAbdulgaffar Gündüz’ü bilir misiniz?Diyarbakır’ın Kulp İlçesi’nde doğdu.1980’den itibaren 6 kez sahte pasaportla ABD’ye girdi. 1982-85 yıllarında Kanada


Toronto Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler okudu. 1986 yılında Barry Citron ismiyle Amerika’ya gitti ve California Santa Barbara Üniversitesi’nde tarih yüksek lisansı yaptı. Ağabeyi


Azimettin Gündüz’le birlikte ABD’de, PKK’nın sesi oldu! 1993’te, Washington’da Kürt Amerikan İletişim Örgütü’nü (AKIN-American Kurdish Information Network) kurdu. Temelli ABD’ye yerleşen iki


kardeş 1993 yılında isimlerini değiştirmeye karar verdi. Emlakçılıkla uğraşan Azimettin Gündüz, Adam Pasori adını aldı; kardeşi Abdulgaffar ise Kani Gulam ismini seçti. Bu arada sahte


pasaporta yakalandığı için yasaya karşı gelme, yasadan kaçma, sahte evrak düzenleme, resmi evrakta tahrifat, hırsızlık gibi suçlarla mahkemeye çıkarıldı. Savcı 10 yıl ağır hapis ve 350 bin


dolar ceza istedi. Ancak davaya bakan Hakim Dikran Tevrizian, hapis cezası yerine 400 saat kamu hizmetinde çalışma cezası verdi. Ve yıllardır Türkiye’nin iadesini istediği Kani Gulam,


Amerika’da terör örgütü PKK’nın lobi çalışmalarını yürütüyor! Peki Kani Gulam’ın, Washington Enstitüsü’yle ne ilgisi var? Anlatayım...Biden’ın yol haritasıABD’nin ‘derin’ kuruluşlarından


Washington Enstitüsü’nde 16 Şubat günü bir analiz yayımlandı. Yazan isim John Saleh... Saleh, “Türkiye ve İran’daki Kürtler, ABD her iki ülke ile zorlu ilişkiler yürüttüğü için değerli


ortaklar olabilir” tespiti yapmış. Okuyalım: “Kürtler, Biden başkanlığını dört gözle bekliyor. Bugüne kadar ki en destekleyici başkan değerlendirmesi yapılıyor. Türkiye’deki Kürtler,


Suriyeli ve Iraklı muadillerine kıyasla kasvetli bir durumla karşı karşıya. Siyasi sesleri, ulusal siyasi arenadan giderek daha fazla uzaklaştı. İnsan hakları ihlalleri, bölgede demokrasinin


yeniden kurulması ve


Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile Türk hükümeti arasındaki barış sorunlarına çözüm arıyorlar.”Şimdi geliyoruz yazının referans aldığı isme: Kani Gulam!Okumaya devam edelim: “... Washington DC


merkezli siyasi aktivist ve Amerikan Kürt Bilgi Ağı (AKIN) direktörü Kani Gulam, (Kuzey Kürdistan Kürtleri barış istiyor. Ayrıca temsilcilerinin çeşitli alanlarda hizmet etmek yerine onları


temsil etmelerini istiyorlar. Selahattin Demirtaş, Donald Trump başkan seçilince tutuklandı. Joe Biden Beyaz Saray’daki yerini almak üzereyken hala cezaevinde) dedi. Bu nedenle, Türk


Kürtleri, özellikle insan haklarını geliştirme söylemi göz önüne alındığında, Biden yönetimiyle yeni bir ilişkiye açık. Türk Kürt yanlısı Halk Demokratik Partisi (HDP), seçim başarılarını


ABD demokrasisi için bir zafer olarak gören Biden ve Kamala Harris’i tebrik etmek için girişimde bulundu. İleriye baktığımızda, ABD ile bölgedeki Kürtler arasında daha sıkı bir ilişki için


pek çok fırsat var. Bu fırsatlar her iki tarafın da daha adil, barışçıl bir Orta Doğu için çıkarlarını ilerletmesine yardımcı olabilir.”SONUÇ: ABD, Biden döneminde Türkiye’yi yeni bir


‘açılım sürecine’, masaya oturtmaya doğru hamleler yapabilir. Baksanıza... Kani Gulam ‘akil’ adam!