Kömür tesisine bilimsel engel!

Kömür tesisine bilimsel engel!


Play all audios:


Artvin’de özelleştirildikten sonra kömür eleme ve paketleme tesisine çevrilmek istenen Arhavi Çimento Yonga Levha Fabrikası’na yönelik yargı sürecinde çevre konusunda ders niteliği taşıyan


bir bilirkişi raporuna imza atıldı. Çevresel Etki Değerlendirme(ÇED) raporlarının bilimselliğini tartışmaya açacak bilirkişi raporuna uyan mahkeme de bakanlığın onadığı ve tesisin


kurulmasına onay veren ÇED raporunun yürütmesini durdurdu. Artvin Arhavi’ye bağlı Kavak Köyü sınırları içerisinde yer alan Arhavi Çimento Yonga Levha Fabrikası, 1987 yılında kamulaştırılan


verimli tarım arazisi üzerine kuruldu. Fabrika 1997 yılında özelleştirildi ve birkaç yıl sonra da kapısına kilit vurululdu. Köylüler fabrikanın yerine üzerine Çoruh Üniversitesine bağlı bir


kampus kurulmasını talep etti ancak alan şirket fabrika ve araziyi bir madencilik şirketini sattı. HALK ITIRAZ ETTI Fabrikanın son sahibi olan Akkömür Taşımacılık ve Madencilik şirketi de


Rusya’dan ithal edeceği kömürler için eleme, depolama ve pakatleme servisi kurmak için Artvin Valiliği’ne başvuruda bulundu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, projeyi kağıt üzerinde inceleyerek


ÇED’e gerek olmadığı yönünde karar verdi. Bunun üzerine Arhavi halkı, çevresinde 3 okul ve 4 köy bulunan tesis için çevre değerlendirmesi yapılmaması kararına itiraz etti. Mahkeme, itirazı


yerinde bulup projeyi iptal edince firma yeniden rapor hazırladı ve bakanlık da ÇED raporunu onadı. Köylüler bu kez de olumlu bulunan ÇED raporunu yargıya taşıdı. ÇED’in yürütmesinin


durdurulması talebini görüşen Rize İdare Mahkemesi, 19 soru sorduğu bilirkişiden gelen rapor üzerine yürütmeyi durdurma kararı verdi. RAPOR EKSIK DOLU Mahkemeye ulaşan ve “yeterli inceleme


yapılmadığı, ruhsatlandırmanın uygun olmadığı”nı belirten bilirkişi raporu, çoğunluğu özel danışmanlık şirketlerince hazırlanan ÇED raporlarının bilimselliğini de tartışmaya açacak


nitelikte. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Leyla Karaoğlu, Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden Doç. Dr. Hanefi Bayraktar ve Ordu Üniversitesi


Ziraat Fakültesi’nden Doç. Dr. Metin Deveci’nin hazırladığı raporda, ÇED raporundaki eksiklikler şöyle sıralanıyor: “Tesisin köy yerleşim sınırları içinde olup olmadığı net değil. Kömürün


kimyasal özelikleri belirtilmemiş (nem miktarı, metal, minerali kükürt vs içeriği). Dere yatağında sediment analizi yapılıp ağır metal incelemesi yapılmamış. Çevresel tehlikelere maruz kalma


ihtimali olan en yakın hassas yapının 60 metre mesafede konutlar olduğundan bahsedilmimiş. Okul cami ve tarlaların tesise uzaklığından söz edilmemiş. Çevresel tehlikelerin neler olduğundan


ve risklerden yeterli düzeyde bahsedilmemiş. Kömür taşıma güzergahıyla ilgili bilgi yeterli değil. Tesise 200 metre uzaklıkta okul bulunmakta, tesisin okuldaki öğrencilere vereceği zarardan


bahsedilmemiş.” HABERIN DEVAMI__ İNSAN DAHIL BÜTÜN EKOSISTEMI DEĞIŞTIREBILIR! Bilirkişi rapordaki diğer önemli tespitler ise şunlar: “Kömürde bulunun arsenik ABD Çevre koruma Ajansı (EPA)


tarafından kanserojen olarak kabul edilmiş bir maddedir. Arsenik zehirlenme nedeniyle cilkanseri, mesane, böbrek ve diğer organ kanserleri görülebilmekte. Kömür, havada gözle görülmeyen


partiküller şeklinde asılı kalabilir ve solunumla akciğerde antrakozis denilen hastalığa yol açabilir. Su, toprak ve bitkiler üzerine çökebilir. Yağmurla çöken partiküler, içecek ve


yiyeceklerle birlikte sindirim sisteminden vücuda alınabilir. Kansızlığı olan gebe ya da çocuklarda solunum veya sindirim yoluyla kanda kurşun düzeyi yükselebilir. Kan kurşun düseyi yüksek


olan çocukların zihinsel gelişimi geriler. Uzun vadede mikrocanlılardaki değişiklikler, insan dahil bütün ekosistemi değiştirebilir. Tesis ve proje bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığı bozma


kabiliyetinde.”