Kim kazançlı? - Rahmi Turan - Sözcü

Kim kazançlı? - Rahmi Turan - Sözcü


Play all audios:


“ATEŞKES ANLAŞMASI” akan kanın durması bakımından elbette ki iyidir. Bu kesin. Peki, kim kazandı, kim kaybetti? Hedefimize ulaşabildik mi? BAŞKAN TRUMP’ın TÜRKIYE’nin onuruyla oynayan


terbiye dışı mektubundan sonra AMERIKA’dan gelen BAŞKAN YARDIMCISI MIKE PENCE ve DIŞIŞLERI BAKANI MIKE POMPEO’nun 9,5 saat süren baskıları sonucu TRUMP’ın isteklerini kabul etmek bizim için


pek övünülecek bir durum olmasa gerek! TRUMP’ın WASHINGTON’da “ANKARA’DAN HARIKA HABERLER GELIYOR” diye sevinç çığlıkları atması ve: “Ben biraz kavga etmeleri gerekiyor dedim. OKUL


BAHÇESINDEKI IKI ÇOCUK GIBI KAVGA ETMELERINE IZIN VERECEKSINIZ, SONRA DA AYIRACAKSINIZ. Birkaç gün kavga ettiler. Bu süreçte bir tek damla AMERIKAN kanı akmadı. Biz araya girdik ve buna bir


ara vermelerini istedik. KÜRTLER müthiş. Biraz geri çekilecekler, işbirliğimiz sürecek” diye konuşması kimin daha kazançlı çıktığını gösteriyor sanırım! ERTUĞRUL AKBAY anısına düzenlenen


büyük tenis turnuvasının kapanış töreni bu akşam ETILER TENIS KULÜBÜ’nde yapılacak ödül töreni ile tamamlanıyor. 522 tenisçinin katıldığı dev organizasyon sevgili arkadaşımız, büyük gazeteci


ERTUĞRUL AKBAY’ın adına ve şöhretine lâyık bir şekilde görkemli oldu. Kardeş gibi sevdiğim ERTUĞRUL’u bu yılın Mart ayında kaybetmiştik. 8 ay göz açıp kapayıncaya kadar geçti fakat 8 ay


değil, 8 yıl geçse de, hayatta olduğumuz sürece onu yüreklerimizde yaşatacağız. Müthiş bir gazeteciydi. Hiçbir haber ondan kaçmazdı. Size bir örnek vereyim: ★★★ Bugün bir TÜRK gazetecisi


AMERIKA’ya gidip, yüzlerce korumanın arasında BAŞKAN TRUMP’a yaklaşarak bir arkadaş gibi onun elini sıkıp röportaj yapabilir mi? YAPAMAZ! TRUMP’ın tepeden tırnağa silahlı korunmaları onu ya


derdest edip döverek meydandan atarlar, ya da (çok kuşkulanırlarsa) vururlar! İşte o tarihte ABD BAŞKANI RONALD REAGAN da öyle korunuyordu. Yanına insan değil uçan sinek bile yaklaşamazdı.


Böyle bir ortamda ERTUĞRUL AKBAY’ı görevli, olarak AMERIKA’ya yolladık. O tarihte ben yüksek tirajlı GÜNAYDIN GAZETESI’ni yönetiyordum. ERTUĞRUL, AMERIKA’ya hareket ederken bana “NELER


ISTIYORSUN ŞEF? AMERIKA’DA NE YAPAYIM?” diye sordu. Latife olsun diye: “REAGAN’IN ELINI SIK, ONA SELAM SÖYLE, GEL” dedim. Bunu derken onun REAGAN’la görüşmesinin imkânsız olduğunu


düşünüyordum. ERTUĞRUL birkaç gün sonra WASHINGTON’dan aradı: “TAMAM RAHMICIĞIM, DEDIĞINI YAPTIM, REAGAN’IN ELINI SIKIP TÜRK HALKININ SELAMLARINI SÖYLEDIM. FOTOĞRAF VE HABERI AZ SONRA


YOLLUYORUM.” Gerçekten fotoğraf ve yazı geldi. Harikaydı... AMERIKALI gazetecilerle bile pek görüşmeyen ABD BAŞKANI REAGAN, fotoğrafta ERTUĞRUL’un elini hararetle sıkıyor, TÜRK halkına sevgi


ve selamlarını yolluyordu. ★★★ ERTUĞRUL bu işi nasıl başarmıştı? Onun için “IMKÂNSIZ” diye bir şey yoktu da ondan... “NASIL YAPTIN BU IŞI?” diye sorduğumda gülerek: “AZMIN ELINDEN HIÇBIR


ŞEY KURTULMAZ” dedi ve ekledi: “FOTOĞRAFI DA, MAKINEMI REAGAN’IN KORUMA MÜDÜRÜNE VERIP ONA ÇEKTIRDIM.” ERTUĞRUL AKBAY böyle müthiş bir gazeteciydi. Mekânı cennet olsun. Milli marşımıza


saygısızlık! TÜRK futbol takımlarını istila eden yabancı futbolcuların statlarda milli marşımız okunurken çiklet çiğnemeleri, ilgisiz ve saygısız davranışları “EMEKLIYIM AMA EMEKLEMIYORUM”


diyen ALBAY TAHSIN ATAIZI’ni haklı olarak rahatsız etmiş. Diyor ki: “Teknik direktörler, yabancı futbolculara yalnız taktik değil, stat hoparlöründen milli marşımızın anonsu ile birlikte


nasıl ve ne şekilde durulacağını da öğretmesi gerekiyor. TÜRKIYE’de vergi vermeden kulüplerimizi büyük borca sokacak kadar para alan yabancı futbolcuların milli marşımıza saygıyı öğrenmesi


gerekir. Bunlar marşımızı söyleyemeseler bile saygılı durmalı, marş okunurken esas duruşa geçmelidir. Yoksa, kimi eli belinde, kimi ağzında çikletle sallananı sallar bizim insanlarımız.


MILLETIN MILLI DUYGULARIYLA OYNANMASIN!”  TEBESSÜM KIM ZIFTLENDI? OSMANLI paşasının kayığı su alıyormuş. Kâhyasını çağıran paşa “KAYIĞIN ALTINI HEMEN ZIFTLET!” demiş. Birkaç gün sonra kâhya


huzura varmış: “KAYIK ZIFTLENDI PAŞAM!” “KAÇ PARAYA ZIFTLENDI?” “ON ALTINA PAŞAM!” Paşanın gözleri faltaşı gibi açılmış: “NEE? ULAN ON ALTINA BIR KAYIK ZIFTLENIR MI BE?” Kâhya boynunu


bükmüş: “MÜSAADENIZLE BIRAZ DA BEN ZIFTLENDIM PAŞAM!” GÜNÜN SÖZÜ _Kötülerle dostluk kurmanın meyveleri daima acı olur!_